Her g’e’c’e karısının kalkıp biriyle konuştuğundan şüphelenen k’o’ca 2 senelik e’v’l’i e’şini mahkemeye başvurdu. Tüm gerçekleri mahkemede öğrendi. ama o her geldiğinde yorgunum, canım sıkkın diyerek, nasılsın sorularıma bile ters cevap veriyor. Bugün az kazandım, bugün şu firma ile sıkıntı yaşadım, istediğim kadar fazla para kazanamıyorum birde şimdi senin dırdırınımı dinleyeceğim diyor. Halbuki ben dırdır değil, onunla sohbet etmek istiyorum. Ben zayıfım, ilgi beklerim, hadi ilgi göstermesin ama bana hep kötü sözler söylüyor, işte yaşadığı sıkıntıların acısını hep benden çıkarıyor. Sen ise o kadar şefkatli ve iyisin ki, ben huzur buluyorum, rahatlıyorum. O yüzden artık g’e’c’enin bu saatini özlemle çeker oldum’’ gibi konuşmalarına şahit oluyor. K’o’cası karısının konuşmalarını asla yüzüne vurmuyor. Bu konuşmalarını duydukça e’şine daha sert davranmaya başlıyor. Artık evde ne huzur ne düzen kalmıştır. K’o’ca artık bu konuşmalardan aldatıldığına kesin kanaat getiriyor ve e’şine bunun hesabını sadece mahkemede sormaya karar veriyor ve boşanma davası açıyor. U.Ç. boşanma kağıdını görünce bir ş’o’k daha yaşıyor. Mahkeme günü geliyor ve hakim k’a’d’ına soruyor. ‘’E’şini aldatıyormuşsun. Başkalarıyla g’e’c’e yarıları saatlerce konuşup e’şini aldattığını iddia ediyor ‘’ diyor. K’a’d’ın neye uğradığını şaşırıyor ve boşanma gerekçesinde konuştuğu kişiyle neler konuştuğunu hakim tek tek okuyor. K’o’casında ise sert ve nefret dolu bir ifade. K’a’d’ın; E’şimi sevmiyorum, istemiyorum diye boşanacağını beklerken, bu duydukları karşısında ş’o’k oluyor ve her şeyi anlatıyor. ‘’Hakim bey , ben bırakın e’şimi aldatmayı yabancı bir erkeği gördüğümde bile utancından ne yapacağını bilemeyen biriyim’’ derken k’a’d’ın ağlayarak anlatıyor. ‘’Akşamları ben e’şimi hasretle beklerken o benimle hiç ilgilenmedi. Bana hiç iyi söz sarf etmedi, bazan bana hakaret etti, bazan bağırdı, ama ben yine de işinde yaşadığı sıkıntılardır diye söz etmedim. Yıllarca sürdü bu. Ben kendimi yapayalnız hissederken ben her g’e’c’e e’şim u’y’uduktan sonra kalkarak abdestimi alır, 2 rekat teheccüd namazı kılar ve elimi açar tüm sıkıntılarımı, dertlerimi Allah’a sesli sesli arz ederim. Beni dinleyen, anlayan, bana moral veren, bana huzur veren Allah’a yalvarırım. Bana sabır ver. Ben e’şimi çok seviyorum. O benimle hiç ilgilenmiyor ama olsun, ben bu evde kendimi güvende hissediyorum. Her g’e’c’e kalkıp seninle konuşmak, sana derdimi anlatmak için bile güvenli evde olmak bana yetiyor. Sen bana o kadar huzur veriyor ki, sen benim derdimi de anlıyorsun, senle konuştuğumda duyduğum huzur yetiyor. Şefkatin o kadar güzel ki. İyi ki varsın gibi dualar ediyorum.’’ Dedikten sonra k’o’casına başını çeviren k’a’d’ın, k’o’casının başını yere indirdiğini gördü. K’a’d’ın: ‘’Hakim bey ke’şke ölseydim de, böyle bir olay ile karşılaşmasaydım’’ diyerek ağlaması daha da arttı.. Hakim bu anlatılanlardan sonra k’o’casına dönerek, k’o’casına sordu ‘’söyleyeceğin bir şey var mı!’’
Her g’e’c’e karısının kalkıp biriyle konuştuğundan şüphelenen k’o’ca 2 senelik e’v’l’i e’şini mahkemeye başvurdu. Tüm gerçekleri mahkemede öğrendi. ama o her geldiğinde yorgunum, canım sıkkın diyerek, nasılsın sorularıma bile ters cevap veriyor. Bugün az kazandım, bugün şu firma ile sıkıntı yaşadım, istediğim kadar fazla para kazanamıyorum birde şimdi senin dırdırınımı dinleyeceğim diyor. Halbuki ben dırdır değil, onunla sohbet etmek istiyorum. Ben zayıfım, ilgi beklerim, hadi ilgi göstermesin ama bana hep kötü sözler söylüyor, işte yaşadığı sıkıntıların acısını hep benden çıkarıyor. Sen ise o kadar şefkatli ve iyisin ki, ben huzur buluyorum, rahatlıyorum. O yüzden artık g’e’c’enin bu saatini özlemle çeker oldum’’ gibi konuşmalarına şahit oluyor. K’o’cası karısının konuşmalarını asla yüzüne vurmuyor. Bu konuşmalarını duydukça e’şine daha sert davranmaya başlıyor. Artık evde ne huzur ne düzen kalmıştır. K’o’ca artık bu konuşmalardan aldatıldığına kesin kanaat getiriyor ve e’şine bunun hesabını sadece mahkemede sormaya karar veriyor ve boşanma davası açıyor. U.Ç. boşanma kağıdını görünce bir ş’o’k daha yaşıyor. Mahkeme günü geliyor ve hakim k’a’d’ına soruyor. ‘’E’şini aldatıyormuşsun. Başkalarıyla g’e’c’e yarıları saatlerce konuşup e’şini aldattığını iddia ediyor ‘’ diyor. K’a’d’ın neye uğradığını şaşırıyor ve boşanma gerekçesinde konuştuğu kişiyle neler konuştuğunu hakim tek tek okuyor. K’o’casında ise sert ve nefret dolu bir ifade. K’a’d’ın; E’şimi sevmiyorum, istemiyorum diye boşanacağını beklerken, bu duydukları karşısında ş’o’k oluyor ve her şeyi anlatıyor. ‘’Hakim bey , ben bırakın e’şimi aldatmayı yabancı bir erkeği gördüğümde bile utancından ne yapacağını bilemeyen biriyim’’ derken k’a’d’ın ağlayarak anlatıyor. ‘’Akşamları ben e’şimi hasretle beklerken o benimle hiç ilgilenmedi. Bana hiç iyi söz sarf etmedi, bazan bana hakaret etti, bazan bağırdı, ama ben yine de işinde yaşadığı sıkıntılardır diye söz etmedim. Yıllarca sürdü bu. Ben kendimi yapayalnız hissederken ben her g’e’c’e e’şim u’y’uduktan sonra kalkarak abdestimi alır, 2 rekat teheccüd namazı kılar ve elimi açar tüm sıkıntılarımı, dertlerimi Allah’a sesli sesli arz ederim. Beni dinleyen, anlayan, bana moral veren, bana huzur veren Allah’a yalvarırım. Bana sabır ver. Ben e’şimi çok seviyorum. O benimle hiç ilgilenmiyor ama olsun, ben bu evde kendimi güvende hissediyorum. Her g’e’c’e kalkıp seninle konuşmak, sana derdimi anlatmak için bile güvenli evde olmak bana yetiyor. Sen bana o kadar huzur veriyor ki, sen benim derdimi de anlıyorsun, senle konuştuğumda duyduğum huzur yetiyor. Şefkatin o kadar güzel ki. İyi ki varsın gibi dualar ediyorum.’’ Dedikten sonra k’o’casına başını çeviren k’a’d’ın, k’o’casının başını yere indirdiğini gördü. K’a’d’ın: ‘’Hakim bey ke’şke ölseydim de, böyle bir olay ile karşılaşmasaydım’’ diyerek ağlaması daha da arttı.. Hakim bu anlatılanlardan sonra k’o’casına dönerek, k’o’casına sordu ‘’söyleyeceğin bir şey var mı!’’